MEVLANA
Aşk; sandığın kadar değil, yandığın kadardır.
Aşk öyle engin bir denizdir ki, ne kenarı vardır, ne de ucu bucağı.
Aşk ebedi olan sevgiden gayrı her şeyi yakmaktır.
Aşk, davaya benzer, cefa çekmek de şahide. Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki.
Aşk bir uçurumdan düşmek gibidir, bunun için sevgiliye “yar” denilir.
Aşk nedir, bilmiyorsan gecelere sor, şu sapsarı yüzlere, şu kupkuru dudaklara sor.
Hafızlık, şeyhlik, müritlik yoktur. Sadece kepazelik, aşağılık ve rintlik vardır.
Aşk dediğin ya Allah’tan gelmeli. Ya Allah için olmalı. Ya da Allah’a ulaştırmalı; yoksa yerle bir olmalı.
Aşkın yüzlerce neşteri, ruhun damarlarına sokuldu ve oradan gönül adı verilen bir damla aldı.
Aşk; topuklarından etine kadar işlemiş bir nasır gibidir. Ya canın acıya acıya adım atacaksın, ya da canını acıta acıta söküp atacaksın. İki yolda da tek bir gerçek olacak; canın çok ama çok acıyacak.
Bir muammadır “AŞK”, kiminin vicdanına atılan taş, kiminin fakir gönlüne katılan aş, kiminin de gözünden akıtılan yaştır “AŞK”.
ŞEMS TEBRİZİ
Her insan için bir aşık olma zamanı vardır, bir de ölmek zamanı.
Her şeyi senin için var ettim diyen Rabb’e, her şeyi senin için terk ettim diyebilmektir AŞK.
Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, yârimden de.
Bana göre aşık öyle olmalı ki, şöyle bir kalkınca, her tarafı ateşler sarsın; her tarafta kıyametler kopsun.
Sen ol da; ister yar ol, ister yara; lütfun da başım üstüne, kahrın da.
Ey Gönül! Şimdi sorarım sana, hangi Aşk daha büyüktür. Anlatılarak dile düşen mi, anlatılmayıp yürek deşen mi?
El alem şarap içer sarhoş olur, biz aşk ehliyiz içmeden sarhoş olmuşuz.
Kır kalemin ucunu. Bundan sonraki yolculuğumuz aşk yolculuğudur. Aşkı kalem yazmaz ki kitaplarda bulasın.
Sevmeye layık olmayanı hatırlayarak değerli etme! Dönmek mi istiyor, bir şans daha verme. Unutma; sevgi yürekli olana yakışır.
Kalp midir insana sev diyen yoksa yalnızlık mıdır körükleyen? Sahi nedir sevmek; bir muma ateş olmak mı, yoksa yanan ateşe dokunmak mı?
Şeytanda insandaki özelliklerin birisi hariç hepsi vardır. Şeytanda eksik olan tek nimet Aşk..Şeytanın insanı çekememesi aşksızlığındandır.
Ey aşk! Sen öyle bir kişisin ki, dünya tokları, senin vuslatının açlarıdır. Aşık odur ki, Allah’tan aldığı aşk emanetini Allah’a verir. Aşk mezhebinde her şey yüce Aşk’a kurbandır.
NAZIM HİKMET
Kelebek misalidir aşk; anlamayana ömrü günlük, anlayana bir ömürlük!
Aşkın bu denli sıradan olmadığına inanıyorum ben. Önce sıradanları yaşayacaksın ki, gerçek olanı anlayabilesin.
Sevmek, sevdiğin kişiyle birlikte olmak değildir unutma! Çünkü aşk; onunla yaşamak değil, onu yaşamaktır aslında.
Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, şiirler yazdın. Peki, o ne yaptı? Deme. Herkes kendinden sorumludur Aşk’ta.
Aşk, bazen gitmekle kalmak arasında verdiğin en büyük savaştır. Sevmeyenin aklı, gerçekten sevenin kalbi kazanır bu savaşı.
CAN YÜCEL
Aşk da önemli olan aynı elleri tutmak değil, bir ömür hiç bırakmamaktır.
Anladım ki aşk; her iki tarafı da mağdur eden, yürekte izinsiz gösteri yapan mutluluk karşıtı bir eylem.
Aşk; kelime değil bir cümledir. Kurmak içinse, özneyle yüklem değil, iki yürek gerekir.
Birini seveceksen, onu her şeyinle sevme. Çünkü bittiğinde; Onu unutamamana değil, unutamayacak kadar çok sevdiğine yanarsın.
İçin yanarken üşümek, yüreğin kan ağlarken gülmek, özleyip de sevdiğini görememek. İşte aşk bu olsa gerek!
Öyle sevmelisin ki beni; bırakıp giderken hayatı, sadece mutluluk olmalı yüzümüzde. Birbirimizi sevmenin gururu olmalı her şeyde.
Kendi elinle kazdığın kuyuya, aşk, ufacık bir taş atmaktır. Gürültüsü büyüyünce sessizliğin, marifet, yosunlar gibi susmaktır.
ÖZDEMİR ASAF
Bakarken kıyamamak mı, Yoksa baktıkça doyamamak mıdır aşk?
İnsan parasını kaybedince fakir, özgürlüğünü kaybedince esir, aşkını kaybedince şair olurmuş.
Aşkın içinde en uzun, içtenliklerini en iyi korumasını bilenler kalmıştır.
Aşk; görmekten çok özlemeyi sever, dokunmaktan çok düşlemeyi. Ve aşk öyle haindir ki; nerde imkansız varsa gider onu sever.
Aşk; iki kişinin sokak kavgasına benzer, çünkü ayıran hep bir yabancıdır.
Onun güzelliğini herkes görüyorsa o bence az güzeldir. Herkes biliyorsa o bence hiç güzel değildir. Onun güzelliğini yalnız ben görüyorsam bu sevgidir. Yalnız ben biliyorsam bu aşktır.
NECİP FAZIL KISAKÜREK
Rabbim, Rabbim, bu işin bildim neymiş Türkçesi; senin aşkın ateştir, ateşin gül bahçesi…
Mecnun olup leyla için çöller aşmışsın ne fayda. Mûmîn olup Mevla için secdeye varmadıktan sonra.
Ne hasta bekler sabahı, ne taze ölüyü mezar, ne de şeytan bir günahı, seni beklediğim kadar.
CAHİT SITKI TARANCI
Şükretmek türküsüne daldaki her bülbülün yanmak da olsa artık aşk ile yaşıyorum.
Bir kere sevdaya tutulmaya gör; ateşlere yandığının resmidir. Aşık dediğin, mecnun misali kör; ne bilsin alemde ne mevsimidir.
ELİF ŞAFAK
Ya aşkı öğret bana ya da aşkın yokluğuna üzülmemeyi.
Aşk’ın hiçbir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur. Başlı başına bir dünyadır aşk! Ya tam ortasındadır, merkezinde. Ya da dışındasındır, hasretinde!
Belki aşk sevgiliyi kazanmayı değil, onda kendini kaybetmeyi gerektirir.
Âşık olunca da büyür gözbebeği; demek ki âşık olunan hep uzaktadır. Aradaki mesafenin verdiği acıyı azaltmak için, maşuka “gözbebeğim!” diye hitap edilir.
Derler ki, aşk da unutulurmuş her şey gibi. Hem de yaşanıp bittikten, soğuyup küllendikten sonra değil, tam da doludizgin devam ederken unutulurmuş aşk.
Her hakiki aşk, umulmadık dönüşümlere yol açar. Aşk bir milat demektir, şayet ‘aşktan önce’ ve ‘aşktan sonra’ aynı insan olarak kalmışsak, yeterince sevmemişiz demektir. Birini seviyorsan onun için yapabileceğin en anlamlı şey değişmektir. O kadar çok değişmelisin ki sen, sen olmaktan çıkmalısın!
Aşkı aramadan evvel, düşün bir, ya benden nasıl bir âşık olur? İnsanın sevdası karakterinin yansımasıdır. Sen kavgacı isen, ha bire öfkeli, aşkı da bir cenk gibi yaşarsın. Gönlü pak olanın sevgisi de saf olur.
CEMAL SÜREYYA
Okyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık ”sevda” da boğulur…
Acı çektikçe insan olgunlaşırmış. Yalan be! İlk önce kalbin kırılır, sonra çürümeye başlarsın.
Hiç durmadı aşk dursa bile dünya, insanlar sevdiler hep bazı insanları.
Hayat benimse eğer kimse karışamaz ve biliyorum ki herkesle dost olunmaz. Aşka gelince bir kere sevdim işte, bir daha işim olmaz.
Bazen öyle yorar ki aşk insanı, bıktırır hayattan. Ve kapayınca gözlerini bir daha açmak istemez insan.
SUNAY AKlN
Aşık olmak erkeğe yakışır, kadına asla. Kadına yakışan sadece aşktır.
Aşk; bir bakıma sobaya dokunmak gibidir. Bir defa yanarsın, izi kalır. Sonra bir daha dokunmazsın sadece yanına yaklaşırsın.
Aşk dediğin ne görsel bir olaydır, ne de göreceli. Üç harf ve tek heceli; tıpkı “SEN” gibi…
BOB MARLEY
Eğer gerçek aşk istiyorsan, tene değil kalbe dokunacaksın.
Belki de ayrılık, yeterince sevmeyenler için bir sondur. Çünkü bittiğinde gitmek kolay; ama aşk ayrılıkta belli olur.
OSHO
Aşk özgürlük verir. Eğer özgürlük ve aşka sahip olursan başka şeye ihtiyacın kalmaz. Elde etmişsindir. Sana yaşam işte bunun için verildi.
Gerçek aşkta bölünme olmaz. Sevenler birbirinin içine erir. Sadece egoistçe aşkta büyük bir bölünme vardır, seven ve sevilen ayrılır. Gerçek aşkta ilişki yoktur. Çünkü ilişki kurulacak iki insan yoktur. Gerçek aşkta sadece sevgi olur, bir çiçek açma, güzel bir koku, bir erime, bir birleşme yaşanır.
Aşk öyle derin bir ihtiyaçtır ki onsuz yaşayamazsınız; ya kendisi ya da yedeğini ararsınız. Yedek sahte olabilir ama en azından bir süreliğine âşık olduğunuz hissine kapılabilirsin. Sahtesi bile keyiflidir.
DANTE
Aşk kusursuz olmayan iyiliklerin üzerinde de vardır.
Hep evrensel aşkın derece derece yükselen aşamalarını oluşturur.
Fiziksel devinim, bitkisel yaşam, zihinsel yaşam…
Geniş varlık denizinin her yanında geniş bir aşk akışı vardır.
Cehennem bile adalet kadar aşkın eseridir.
Hatta irade, hile ve şiddet kullanmak yoluyla bir başkasının kötülüğüne çalışmış olsa bile yine aşka uyar.
Aşağı derecelerinde yanılmayan aşk, akılla aydınlandığı zaman iyilik ve kötülüğe eğilim kazanır.
Kötülükler aşktan uzaklaşma oranında bir takım derecelere sahiptir ve kötülük aşka yaklaşmak için sarf ettiği üç oranında erdeme yaklaşmış olur…
PASKAL
Aşk ruhumuz yetkinleştikçe gelişir ve bizi güzel görünen şeye sürükler.
“Aşk iradenin ereğidir. Her çeşit dışsal emir ve baskılardan çok usa uymak gerekir.
İradenin ereği olan bu aşktan başlayıp tutkuda sona eren bir yaşam mutludur.
Bundan sonra artık bizim bu âlemde sevmekten başka bir şey için var olduğumuzdan kim kuşkulanır?
Bunlardan birini seçmem gerekse ‘aşk’ı yeğ tutarım. Biz aşk karakteri ile doğarız.
Aşkın konusu güzelliktir ve insan evrenin en güzel nesnesi olduğu için dışarıda aradığı bu güzelliğin örneğini kendi içinde bulması gerekir. Bu itibarla insan ancak kendisine benzeyeni ve olabildiği kadar kendisine yaklaşanı sever. Sevmeye başlayınca eskisinden bambaşka bir insan Olduğumuzu anlarız. Aşktan söz ede ede insan âşık olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder