3 Haziran 2018 Pazar

Dramatik Sözler

Manşet: İnce düşündükçe, inciniyor insan.
Senden başka engelim olmadı benim.
Oluruna bırakamazsın, ölümüne bırakırsın bazen.
Acıyla dolmuş her aşk, çabuk solar.
Koskoca bir umudu, küçücük bir insana sığdırdım.
Bende mutlu son yok, başkasında dene.
Aslında kendimle çok mutluydum, rahat battı sanırım.
Ve sözün bittiği yerde sadece susarsın.
Bir gün benden şikayet ettiğin ne varsa özleyeceksin.
Üç günlük dünyanın, üçüncü günündeyim.
Sen de yalan oldun ya, bütün doğrular keyfine baksın.
Ağlamıyoruz diye, mutlu sanıyorlar galiba.
Ben senin beni sevebilme ihtimalini yanlış hesapladım.
Yıldızsız gecelerden, güneşsiz sabahlara…
Bazen bir sözün olur, söylesen de seni yakar, sussan da.
Gece mi daha karanlık, insanların kalbi mi?
Her şeyi içine atarsın da, kendini atacak yer bulamazsın.
Gereksiz olan her şey, hayatımda yerini aldı.
Oysa ki kendim için yaşamadım, senin için öldüğüm kadar.
Gönlümün pasını silecek, bir gönül dostum da yok.
Kalbim, seninle gurur duymalıyım, bunca acıya katlandığın için.
Bize yakın insanlar, bizi uzaktan da yaralayabilirler.
Kimi çok sevdiysem, mutsuz olmam için yemin etmiş gibi uğraştı.
Bahaneler, sadece uzak kalmayı tercih edenler içindir.
Yanımızda olmayan insanların rüyalarımıza girmesi hiç adil değil.
Yabancı bir şarkı gibiyim, dinleyenim çok, anlayanım az.
Aklım koca bir mezarlık. Gömülen gömülene, unutulan unutulana.
Öyle karmaşık bir haldeyim ki; ağlaya ağlaya gülesim var!
Sol yanımdasın ama sana dokunamıyorum, bu da bana dokunuyor.
Neresinden vurulmuş diye sorarlarsa, hayallerinden dersin.
Beni merak etme; hiçbir şey ve hiç kimse için önemli değilim artık.
Ne senden vazgeçesim var; ne de sana gelebilecek bir yolum.
Öyle yoruldum ki hayattan, kapayıp gözlerimi bir daha açasım gelmiyor.
Kolay diyorsun, gel bir de sen yaşa sensizliğimi. Atilla İlhan
Senin umurunda olmazdı… Benim, yanında yürürken ayaklarım kesilirdi.
Bana olan aşkın biterse bir gün, önce bana söyle ilk ben bileyim.
Birçok kişinin hayali olursun gidip gerçeği olmak istersin, o da hayal olur.
Aslında iyi biriydim, sonra canımı yaktılar duygularımı kaybettim.
Çok şey istemedim ki, yüreğimdeki sevginin hakkını verseydin yeterdi bana.
Ne söz kaldı nefesimde ne aşk kaldı kalbimde çek git artık üzme beni.
Allah’ım bize halden anlayanı gönder, hal bilmezlere yetecek sözümüz kalmadı.
O, yeni bir kadına kalbini bıraktı, ben de artık onu beklemeyi bıraktım.
Eskiden uğruna ölünecek aşklar vardı, şimdi ise sakıza dönmüş çiğnenip atılıyor.
Yapılacak yığınla hata varken, biz hep aynı hatayı tekrar tekrar yaparız.
Ağacın sallandığı gibi, yaprağın düştüğü gibi sen de sallanıp gönlümden düşme!
Kendi işini kendin gör! Sakın unutma; beklenti eken, hayal kırıklığı biçer.
Aslında acılar hiç geçmiyor, yeni acılar gelince o meşgaleyle eskilere ara veriliyor.
Sanırım ebem ben doğduğumda göbek bağım yerine, kısmetimi bağlamış.
Bir şeyleri kafanızda tam olarak bitiremediyseniz, zaman ilaç değil zehir olur insana.
Hayattaki en zor şey, insanın kendi kendini teselli etmek zorunda kalmasıdır.
Bugün günlerden cuma. Yine yeniden. Ve zaman su gibi akıp geçiyor biz öyle bakarken.
İnsanın en iyi dostu yastığıdır aslında. Mutluluğu da onda gizlidir, gözyaşları da.
Onsuz kaldığını anladığında uyumayı dene, bundan sonra yapabileceğin en iyi şey o olacak.
Eski yaralarını dindirsin diye sarıldığın insanın sende yeni yaralar açması çok acı.
Yanlış insanlarla doğru yapmaya çalışınca ‘Neden olmuyor’ demenin de bir anlamı olmuyor.
Bana yalan söylediğine üzülmedim, bundan sonra sana inanamayacağıma üzüldüm.
Güzelliği anlamak için bir kere bakmak yeter ama bir karara varmak için çok düşünmek gerekir.
Bir bahçeye giremezsen, durup seyran eyleme. Bir gönül yapamazsan, yıkıp viran eyleme.
Çoğu zaman ‘iyiki varsın’ dediklerimizin gerçek yüzlerini görecek kadar sürprizlerle doludur hayat.
Umutsuz bu bekleyiş, biliyorum gelmeyeceksin. Ama umutsuz da yaşanmıyor be güzelim.
Umudunu yitirme; şu hayatta bir şeyin bitişi, her zaman başka bir şeyin başlamasına sebep olmuştur.
Sensizken hiç böyle olmamıştım. Ya sana alıştım ya sevgine. Yeter ki alıştırma beni sensizliğe.
Uzadı geceler, sensiz bir türlü geçmek bilmiyor. Sabah olunca en azından yanımdayken görmek umudum vardı.
Yollarına kurşun döktüm belki gelirsin diye. Odamın ışığını açık bıraktım geldiğinde geriye dönme diye.
Yürüdüğümüz yolları gezdim tek başıma yeniden. Bir sen yoktun yanımda kaldırım taşlarında sekerek yürürken.
Salak salak sahipleniyoruz insanları, sonra onların hiçbir şeyi olmadığımızı anladığımız anda üzülüyoruz.
Bazen aklıma yazacak bir şey gelmiyor. Sanki bütün iyi sözler yazılmış ve yazacak yeni bir söz kalmamış gibi.
Aslında bazen, hayatına girenleri düşünmeyi bir kenara bırakıp, kimlerin çıkması gerektiğini düşünmek gerek.
Seçtiğin yolda sana mutluluklar diliyorum. Unutmak alışmaktır. Unutursun demiyorum ama, alışacaksın biliyorum.
Hevesim kaçmasa birçok şeyi başaracağım ama yok arkadaş, yerinde durmuyor ki. Tam geliyor sonra hemen kaçıyor.
En iyisi bugün çıkmamak dışarıya, hani moralim bozulsun istemiyorum. Görmek istemiyorum el ele tutuşmuş çiftler.
Senin ağırlığın kadar mürekkep kullandım sana yazdığım sözlerle. İki damla sevemedin beni, sana da yazıklar olsun.
Her şeyinle seversin, tüm gücünle belki ama yine kaybedersin. Neden mi çünkü her ‘seviyorum’ diyeni adam zannedersin.
Özledim gel dese, hiç düşünmeden giderim dersiniz! Ama gerçekler acıdır. Ne o gel diyebilir, ne de siz gidebilirsiniz.
Sen hiç her şeyden vazgeçtin mi? Hayallerinden, geleceğinden, ailenden, sevdiklerinden ve güneşten bile? Ben vazgeçtim.
Neyin var? Sorusuna derin bir nefes alıp ‘iyiyim’ diye cevap veren insanların neler yaşadığını tahmin bile edemezsiniz.
Bazen olacak gibi gözükür, olacağına inanırsın, sonra tam oldu derken, olan sadece kocaman bir hiç olduğunu fark edersin.
Her aklıma geldiğinde gözlerim doluyor. Sorsalar anlatılacak gibi değil; içimde öldüremediğim şey her gün beni öldürüyor.
İnsan hüznünü sayfalarca yazabilir, mutluluğu için dakikalarca kahkaha atabilir. Ama acısını uzun uzun anlatamaz. Öyle işte denir. Öyle…
Tam buldum dediğim anda kaybettiğim için bir şeyleri, artık emin olmadan hiç bir şeye sevinmiyorum. Hayal kırıklığından iyidir.
Sen gidince şamdanlardaki mumları yaktım ve sönünceye kadar geri döner dedim. Ama dönmedin, mumlar da bitti. Şimdi bu şamdanları ne yapayım?
Sevgisiz tükenmiş kalbimin atışları. Artık hiç atmıyor sanki. Gelip girsen tekrar yüreğime, sana can vermek için hiç kan pompalamayacak belli.
Bırakıp giderken ellerimi, beni böyle mahzun bırakmamıştın hiç. Şimdi söyle zalim sevgilim benimleyken aldığın hayatın tadını nasıl alacaksın?
Mesaj zamanı yaşanılan pişmanlık evresi; atmalı mıyım? Atmalıyım. Atıyorum, attım, atmasa mıydım? Attım da iyi halt yedim. Allah’ta beni kahretsin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Af ve Merhamet Peygamberi

  Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) af ve merhamet sahibi olduğunu gösteren ve bu sayede nice ölü kalbin iman selametine ulaştığı eşsiz örnekl...