Ben sana kızsam, kendime küserim.
Nereye gidersem orası senin yurdun. Çünkü aklımdan çıkmıyorsun!
Bırak da seni ben seveyim. Yabancıya gitmesin gözlerin.
Gel beraber alalım nefesimizi sevdiğim, sensiz boğazımdan geçmiyor.
Sevmek çaydır sevilmek şeker biz çayı hep şekersiz içeriz.
Gözlerinin kahvesinden koy ömrüme, kırk yılın hatırına sen de kalayım.
Ölürsem beni yârimin kalbine gömün. Mekânım cennet olsun.
Sert rüzgârlar karanlık geceleri severmiş, aynen benim seni sevdiğim gibi.
Niyet ettim seni sevmeye desem, ALLAH kabul etsin der misin?
Eğer benim içimdeki seni görebilseydin kendini sevdiğinden daha fazla severdin beni.
Benim şiirlerim çay kokar, düşlerim sade sen. Demlikte nefesin, bardakta gamzen.
Kendimi nokta kadar hissettiğimde bakıyorum ki en anlamlı cümlelerin sonuna gelmişim.
Kalbin hangi sevgi için çarpıyorsa yeni doğan günün güneşi seni ona kavuştursun.
Hani gözler vardır sözleri anlatır, hani sözler vardır gözleri anlatır, bir de aşk vardır seni anlatır.
Geceler seni sevdiğim kadar uzun olsaydı eğer inan ki yeryüzüne hiç güneş doğmazdı.
Ey gönül! Ne tuhaf değil mi? Bir ömür, şah damarından daha yakın bir Sevgiliyi aramakla geçiyor.
Mutlu olmayı biliyorsan, sevmeyi bileceksin gerçekten seviyorsan, ömrünü vereceksin.
Boğazıma takıldı sevdan. Üç kere sırtıma vur helal de; alışık değilim harama, ondan olacak herhalde.
Derin ve ihtiraslı sev! Kalbin kırılabilir ama hayatı dolu dolu yaşamanın tek yoludur.
Aşk; gülü dikeniyle avuçlamaya benzer ellerin kan içinde kalır ama dikenin hesabını gülden soramazsın.
Tenine dokunabilmek mi? Hâşâ! Gözüm göz menziline girsin yeter. Hadi düş düşlerime; tutmayana aşk olsun.
Çoğalarak seviyorum seni, giderek daha çok. Her şeyi yeniden öğrenir gibi, öğrendiklerimi biriktirir gibi.
Sen ruhuma cemre diye damlamadıktan sonra ben bu bedende neyleyim. Aşk da sen, hasret de sen, ben de sen.
Gözlerin nehir kirpiklerin köprü olsa, ben üzerinden geçerken ipler kopsa ve düştüğüm yer dudakların olsa.
Paylaştıkça çoğalan tek şeyin sevgimiz olduğunu hiç unutmayalım ve sevgimizi daima çoğaltalım sevgilim.
Sesini duysam da her an yüzünü görmek gibi değil, özlediğimi bil her an hiçbir şey seni sevmek gibi değil.
Gözlerin nehir kirpiklerin köprü olsa, ben üzerinden geçerken ipler kopsa ve düştüğüm yer dudakların olsa.
Sesini duysam da her an yüzünü görmek gibi değil, özlediğimi bil her an çünkü hiçbir şey seni sevmek gibi değil.
Allah’ım beni öyle bir sonbahar ayazı öldür ki, sevdiğim mezarıma koyacak tek bir gül bile bulamazsın.
Yüreğim hafif ıslaktır benim kuytu köşelerde ağlamaktan ve rengi hafif uçuktur kurusun diye kaç kez güneşe asmaktan.
Yıldızlar semada tükenmedikçe, taşlar dile gelip unut demedikçe ruhum bedenimi terk etmedikçe unutmam unutamam seni.
Gecenin karanlığında sabahın aydınlığında hep aklımdasın bu ufacık kalbimin en büyük yerindesin ve tek sahibisin.
Kimi güzelim der sevdiğine, kimi özelim. Ama sevgi ne güzellik ister, ne de özellik. Sevgi, sadece yürek ister.
Sevgi ne boğazda, ne mum ışığında yemek yemek, ne de pahalı bir pırlanta demek. Sevgi; bir lokmada iki mutlu insan demek.
Mutluluk yağmuru altında şemsiyesiz yürü ki yağan mutlulukların hepsi üstüne yağsın ve ömrünce hep mutlu olasın gülüm.
Yatağını gül yapraklarıyla, hayalini papatyalarla süsledim, kâbuslarını da ben aldım ki en güzel rüyalar senin olsun diye.
Sana bahçeden gül değil güneşten atom koparıp getirmek istiyorum ama kalbim gibi ellerin de yanar diye korkuyorum.
Rüzgâr alabildiğine hırçın, yağmur alabildiğine inatçı, yüreğin ise onlara inat sanki bir liman. Tıpkı gözlerindeki huzur gibi.
Gönlümün meclisinde herkes konuşsun istemem, kimse müdahale etmesin aşka. Yer gök şahidimdir ki siyasi görüşüm yoktur senden başka.
Kirli bir çocuk yüzüyüm kapında; ama dünyanın en temiz gözleriyle bakıyorum sana. Şeker değil istediğim, yüreğini koy avuçlarıma.
Seni bulmadan önce aramak isterim, seni sevmeden önce anlamak isterim, seni bir yaşam boyu bitirmek değil de, sana hep yeniden başlamak isterim.
Bir mültecinin vatanı, bir tutsağın özgürlüğü gibi sende hep gurbeti yaşıyor olsam da razıyım, yeter ki sen beni yüreğinden sürgün etme.
Bu gece yıldızlara anlattım seni? Sordum o da beni sever mi diye? Denizdeki yakamoz cevap verdi bana! O sevmese de sevilmeye değer diye.
Yalnızlık üşümekse yalnızım üşüyorum, sensizlik uçurumsa tut kolumdan düşüyorum. Soru sorma cevabını bilmiyorum bildiğim tek şey var seni seviyorum.
Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun? “Seni seviyorum” sözcüğü dilimin ucunu ısırırken, her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek.
Sen Tanrıya dilenen dilek, göklere uzanan ellerimsin. Sen gözümden süzülen yaş, tek düşüncem, hasretimsin. Sen yaşadığım ömür, en güzel günlerimsin.
Kızıl bir güneşin altında mavi bir yelkendir umut, alır götürür seni uçsuz bucaksız derin sevgilere sevgi mavidir mavi umut sen de gönlünü hep mavi tut.
Ruhumu yere vurup hasret çektiren olsan da, ne aşkına bedduam, ne de sana kinim var, derya gibi akan bir derdim olsa da mahşere kadar seni unutmamaya yeminim var.
Bir insanın idealleri olmalı, sonsuzluk gibi. Bir insanın özlemi olmalı, özlemle açan çiçekler gibi. Bir insanın bir tanesi olmalı, o da senin gibi.
Neden yağıyorsun yağmur? Neyi ıslatmak için. Cadde ıslak, sokak ıslak, eğer ıslatmak istediğin gözlerimse nafile onlar ezelden ıslak.
Bir romansın okuyup da bitiremediğim, bir özlemsin uzanıp da erişemediğim bir sensin merhaba deyip de evlada diyemediğim.
Birine verilen değer uğruna feda edilebileceklerle ölçülüyorsa eğer aç gözlerini etrafına bak, gördüğün her şeyi feda edebilirim ama sakın aynaya bakma.
Şen oldum senin yanında en acı anlarımda nasıl etsem ki bilmem senden ayrılma acısını unutabilsem bir yolu var yine ve yalnız senin yanında.
Ben asla ağlamam deyip her gece yatağa yattığında aklına o gelip gözünden iki damla yaş süzülüyorsa eğer utançla işte o zaman aşıksın demektir.
Seviyorum sevmenin acı verdiğini, her sevenin sevilmediğini bile bile. Ama yine de bir umut taşıyorum belki sevende sevilir diye.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder