Ruh Halim: Göte giren şemsiye gibiyim, bir türlü açılamıyorum.
Ruh Halim: Dünyalar güzeli bir kız bana çıkma teklifi etmişte heyecandan yanında osuruvermişim gibi…
Ruh Halim: Bakkalının yanına bim açılmış esnaf gibi öylesine mutsuz öylesine çaresiz…
Ruh Halim: Ne beyân-ı hâle cür’et ne figâna tâkatim var. Ne recâ-yı vasla gayret ne firâka kudretim var. Yanayım mı hasretinden geçeyim mi ülfetinden. Hele derd ü firkâtinden sana bin şikâyetim var.
Ruh Halim: Psikoloğa gitsem diplomasını yırtar…
Ruh Halim: Dün geçti. Yarın var mı? Gençliğime güvenmem. Ölen hep ihtiyar mı?
Ruh Halim: Bitse de gitsek…
Ruh Halim: Resmen ikinci el hayat yaşıyorum. Daha önce birisi denemiş, beğenmemiş sonrada bana kitlemişler sanki.
Ruh Halim: Şimdiki kevaşelerin sözü; kapı açık, istediğin gibi gir ve çık…
Ruh Halim: Elektriğin gittiğini unutup düğmeye bastıktan sonra tekrar basıp; “ulan şimdi bu açık mı kapalı mı?” hissi
Ruh Halim: Elektrik direğinde yarısı yırtılmış muhtar afişi gibiyim…
Ruh Halim: Sanki yazdayız ama kış görünümlü ilkbahar gibi ama sonbahar…
Ruh Halim: Bebeğini kartala kaptırmış Fatma Girik gibi…
Ruh Halim: Omurilik gibiyim, hep beyinin gölgesinde yaşayan 2. Sınıf bir omurilik.
Ruh Halim: Sanki ölmüşüm de geçici olarak yerime bakıyorum…
Ruh Halim: Mart ayı gelmesine rağmen hala yalnız takılan bir kedi gibi hırçın ve çaresiz…
Ruh Halim: Mangal partisindeki taze fasulye gibi…
Ruh Halim: Sahibi ishal olmuş bir klozet gibiyim, karmakarışık ve mide bulandırıcı.
Ruh Halim: Köpek balığını kovalayan çılgın hamsi…
Ruh Halim: Otobüste butona erken basınca ayıp olmasın diye inip yağmurda yürümüş adam gibi…
Ruh Halim: Dershane defterinin arasında unutulmuş test gibiyim…
Ruh Halim: Bira ara yaparız, onu da bir ara yaparız, yav hallederiz boş ver şimdi…
Ruh Halim: Kafam bozuk, fazla çalkalanmış gazoz gibiyim. Yaklaşmayın!
Ruh Halim: Hormonsuz ve dağların eteklerinde yetişmiş bir sebzeye modifiye için uygulanan hormonun çektirdiği acı olur ya, o acı gibiyim.
Ruh Halim: Yaptığın götlük harbi dört dörtlük…
Ruh Halim: İçinde viski içilmiş bir çay bardağı gibiyim, batılı mıyım yoksa doğulu muyum karar veremiyorum.
Ruh Halim: Pazartesi başlayıp salı biten diyet gibi. Öyle anlık öyle boş vermişlik…
Ruh Halim: Boğaz köprüsünün ayağı gibi hissediyorum kendimi, üstümde olanlardan habersizce ağırlığın şiddetiyle beli bükülen bir köprü bacağı.
Ruh Halim: Elinde defi yerinde keyfi, boş ver biter mi dünyanın derdi hobbaaaa….
Ruh Halim: Edirne-Yunanistan sınırında yapılmış rakı gibiyim, benliğimi bulamıyorum.
Ruh Halim: Aman olduğu kadar…
Ruh Halim: Buzdolabının kapısını açarken çıkardığı ses gibiyim, cızırtılı ama her zaman çekici.
Ruh Halim: İçim sıkılıyor yaaaa.
Ruh Halim: Çürük bi patates dilimi gibiyim, içinde piştiğim tencereye layık değilim.
Ruh Halim: Şöyle uzanıp hiç bir şey yapmayasım var…
Ruh Halim: Kendimi araba farı gibi hissediyorum kimi zaman uzunlarım, kimi zaman kısalarım aydınlatıyor etrafı. İçim ise hep karanlık.
Ruh Halim: Zengin bir aileye evlat olasım var…
Ruh Halim: Yüksek yüksek tepelere ev kursunlar beni de içine koysunlar kimseyle görüşesim yok…
Ruh Halim: Kusacağım yalnızlıktan…
Ruh Halim: Kendimi 10. Bilgisayar kitabı gibi hissediyorum uygulamaya geçemeyen, sürekli pratikte takılan aciz bir ders kitabı gibi.
Ruh Halim: Yeminlen bezdim…
Ruh Halim: Eşiyle memlekete giderken ön koltuğu kaynanasına kaptıran yeni gelin gibi…
Ruh Halim: Tam gol atacakken ayağı kayan futbolcu gibiyim…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder