23 Mayıs 2018 Çarşamba

Bunalım Sözler

Bir hoşçakala sığdırdı beni, o yerlere göklere sığdıramadığım.
Çok sıkıldıysan bir mezarlığa git. Ölüler iyi bilir, yaşamak güzeldir. Necip Fazıl Kısakürek
Bir gözyaşı düşer toprağa. Toprak anlarda insanı, insan anlamaz insanı.
Ne diyordu şair; yıkıldı yolunu bekleyen şehir. Artık gelsen de bir gelmesen de bir.
Denize kıyısı var sanki yüreğimin, hep serin, hep rutubetli.
Canını sıkma. Zorluğun arkası kolaylıktır. Her şeyin bir vakti ve takdiri vardır.
Ağlasam sustuklarım dökülür mü ellerime ellerin gibi?
Kırılan sigara bile olsa duman vermiyorsa eğer, kırılan kalpten sevgi bekleme!
Gönlüm deniz değil ki, efkarım sahile vursun.
İnsanın büyüdükçe mi artıyor dertleri? Yoksa insan büyüdükçe mi anlıyor gerçekleri?
Eski insanlar birbirine ilaçtı. Günümüz insanları ise devasız birer dert.
Yıprandım bittim kalmadı yaşamak için dermanım, gözlerine bakıp ağladım ama beni hiç anlamadın.
Değişimler her zaman bunalım anlarında gerçekleşirler. Paulo Coelho
Ben bana inananı hiç yarı yolda bırakmadım! Yarı yolda bırakanı da; bir daha adam yerine koymadım.
Boşuna mutlu olmaya çalışmayın, çalıştığınız yerden sormuyorlar!
Hep kalanlara gidenleri kattım. Bir gün yerine geçemediler. O kalanlara gidenleri kattım yine bir tane sen edemediler.
Kaybedecek birşeyi kalmayınca kendini kaybediyor insan. Barış Ylaçın
Sen istersen eğer, geçmiş unutulabilir ama yaptığın her seçimde bir daha düşün: Çünkü gelecek, geçmiş kadar insaflı olmayabilir. Paul Auster
Kimseden bir şey bekleme, böylece asla hayal kırıklığı yaşamazsın!
Ne kadar kalmak istesek de bazen gitmek zorunda kalırız ve ne kadar gitmek zorunda olsakta, kalmakten yanadır sol yanımız.
Dönsen ne dönmesen ne şimdi! Geç değil “hiç” oldu artık! Emre Gökçe
Hüznümü ikiye böldüm. Birini sabah, birini gece yaşıyorum. Bu saatten sonra kimseyi çekemem ben, kendi yükümü zor taşıyorum.
Giyinip boyansan da renkler üzerinde solar ruhun siyahsa.
Önceleri hasreti hiç tatmadım. Yarimden hiç ayrı kalmadım biter diye takvimlere baktım. Zor geldi ayrılık alışamadım.
Dışımda kahkahalardan bir suret, içimde kan ağlayan bir çocuk var.
Bir ömür boyu seninleyim desende istemem artık. Çünkü sen rüzgarın coşturduğu bir toz bulutusun. Bugün bana esersin yarın ellere.
Ey hayat! O kadar yorgunum ki, susupta ağlayasım, ölüpte dinlenesim var.
Dertlerim içimde birikiyor kum misali, gözlerime vuruyor acısı kalbimi dağlıyor yarası sensizlik bitiriyor beni dön gel ne olur canısı.
Işıklar arasında kararmış, tek lamba gibi hissediyorum.
Bende unutabilmek isterdim senin gibi yaşadıklarımızı, çekip gitmek isterdim senin gibi uzak diyarlara, bende gülmek isterdim yıkıp gittiğim hayatın ardından senin gibi.
Nasıl da soğuyor. Sanki sırtında bir hırkaydım da, çıkarıp kenara attın.
Özlüyorum seni ve seni özlüyorum kendimde, sen benden gittiğinden beri ben bende değilim, kendimi tanıyamaz oldum sensizliği kaldıramıyorum dön gel sevgili!
Kalp kırılganlığı bir süre sonra geçer de, incinen gurur bir türlü iyileşemez.
Sensizliğin rüzgarı üşütür bedenimi, sensizliğin acısı yakar içimi canısı! Şimdi gözyaşlarım şahittir yalnızlığıma her nefesimde adını anıyorum bıraktığın yerde seni bekliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Af ve Merhamet Peygamberi

  Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) af ve merhamet sahibi olduğunu gösteren ve bu sayede nice ölü kalbin iman selametine ulaştığı eşsiz örnekl...