30 Mayıs 2018 Çarşamba

Komik Liseli Sözleri

Hayat kısa, dersler çok uzun.
Allahın var ettiği kulu, sen nasıl yok yazarsın hocam!
Liseli ağlamaz sil gözyaşlarını zaten ağlasan da kimse anlamaz.
Sen tatlı bir liseli, bense hayatı olmayan bir serseri, beni hor görme, bu serseri liselinin eseri.
Biraz sendeyim, biraz deliyim hoş görün ben liseliyim.
Ben sabah okula giderken ayakkabılarımın sağıyla solunu karıştırırken. Kız saçlarını lüle lüle yapmış.
Sınavları düşünüyorum kitaplarım kapalı.
Lisede takdir, teşekkür alana 20 gün ekstradan tatil hakkı tanısalar bu ülkenin başarı oranları tavan yapardı.
İngilizceden 2 aldım acaba hoca 98 puanı nerden kırdı?
Ben bardak kırınca “sakar” annem kırınca “nazar” babam kırınca “o bardağın orda ne işi var.
Kopya veren arkadaştan kola esirgenmez.
Sabah uyandığımda alarmın çalmasına daha 2 saatin olduğunu gördüm, sevinçten uyuyamadım.
Benim aşkın için verdiğim savaş tarih derslerindeki savaşlarla kıyaslanamaz aşkım.
Kopya düzenine göre oturan öğrencilerin; yerlerinin değiştirilmesi sonrası bakışması, en hüzünlü ayrılık sahnesinde bile yok.
Kopya bir sanattır ama bizim öğretmen sanattan anlamıyor!
“Baba bende suç yok valla. Notlarımın yükseklik korkusu var.” dedim, sonra nasıl geldim buraya anlamadım. Burası neresi ki?
Sakla samanı gelir zamanı, Mayıs’ta okul kırmanın tam zamanı.
Akşam çalışırım – neyse sabah erken kalkıp çalışırım – neyse serviste çalışırım – neyse ilk ders çalışırım – neyse kopya çekerim.
Her yiğidin bir yoğurt yiyişi, her öğrencinin bir kopya çekişi vardır.
-Kanka ders çalışmak beni çok bozdu, az önce nerdeyse dolma kalemini dolma sanıp yiyordum. +O da bir şey mi oğlum, ben geçen gün kurşun kalemle birini vurmaya çalıştım.
Bana kopya verenin 40 yıl kölesi olurum.
Sabah uyandığımda alarmın çalmasına daha 2 saatin olduğunu gördüm, sevinçten uyuyamadım.
— Sınıfta bazı kendini bilmezler var + Onlar kim hocam? — Onlar kendini biliyor.
Lisede takdir, teşekkür alana 20 gün ekstradan tatil hakkı tanısalar bu ülkenin başarı oranları tavan yapardı.
Üzüm üzüme baka baka kararır, öğrenci karneye baka baka morarır.
Şu cuma akşamının güzelliğine bakar mısınız? Tavan bir ayrı bakıyor, duvarlar bir başka samimi, halının desenlerini daha anlatmadım bile.
Öğrenciyi altın sıraya oturtmuşlar ille de teneffüs demiş.
Bir insan okuldan nefret ettiği halde nasıl Üniversite hayali kurar ki. İşte biz Türkler.
Okul beni bozar, yaşasın cumartesi Pazar.
Keşke her sabah alarm çaldığında polisler kapıyı kırıp, “yat yat yat” diye bağırsa da geri yatsak. Sabahçı olmak zor zanaat.
Bu yazılıda kopya çeksek de mi sıfır alsak kopya çekmesek de mi sıfır alsak.
Sevgili matematik lütfen artık büyü ve kendi problemlerini kendin çöz, problemlerini senin yerine çözmekten bıktım artık!
Test çözerken içimdeki Ali Ağaoğlu ortaya çıkıyor. Bunu geç, bu zor, bunu işlemedik.
Parasını verip dershaneye yazılıyorduk hoca gelmeyince de seviniyorduk. Zengin miydik, geri zekâlı mıydık? Anlamadım.
Öğretmen ”indirin parmakları listeden kaldıracağım” dediğinde oluşan o gerilim trafoda yok.
Hocalarıma büyük şükran duyuyorum, lisedekilere de üniversitedekilere de.   Ama bir üniversite ne demektir biliyor musun? Ben eğer üniversiteyi birincilikle bitirdiysem, ben bugün bu hale geldiysem, bu, üniversite kantinindeki yoldaş öğrenci arkadaşlarımın katkılarıyla oldu. Beni onlar yetiştirdi.
Aydın biraz da uyumsuz olabilendir. Yaşadığı ortam ile çelişkisi olan kimsedir. Aydın, biraz da kendisiyle çelişkisi olan kimsedir. Çünkü aydın,   tanımı gereği, gelişen kimsedir. Ama çelişki olmadan gelişme olmaz. Aydın gelişen, gelişirken, biraz da, geliştiren kimsedir. Geliştirmeyen, aydın olmaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Af ve Merhamet Peygamberi

  Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) af ve merhamet sahibi olduğunu gösteren ve bu sayede nice ölü kalbin iman selametine ulaştığı eşsiz örnekl...